Benden bu kadar. Umarım bu bilgiler yeterince faydalı olur...

23 Kasım 2011 Çarşamba

İki Yüzlü Hayat

 Merhaba,

 Trafikte birden önüne kıran şoföre ağzına geleni söyleyip, o senden özür dileyince içten içe bir suçluluk duygusu hissetmez misin?

Jip kullanan bir başörtülü kadın gördüğünde, ortada hiçbir sebep yokken, ona karşı bir nefret duymaz mısın?

Sevgiline yan bakanla kavga edip, öküz gibi başka kızlara bakmaz mısın?

 Bir tarafta bir parça ekmeğe muhtaç bir çocuk varken, diğer tarafta babasının ısmarladığı iskendere burun kıvıran bir çocuğu görünce "Adalet nerede" diye düşünmez misin? 

 Oğlunun otuz bir çektiğini ilk fark ettiğinde bir yandan gururlanıp, bir yandan ona kızmaz mısın?

 Mecliste kavga çıktığında ve yumruğu yiyenin yine Kamer Genç olduğunu öğrendiğinde içten içe bu adama üzülmez misin?

 Yapmaman gereken bir şeyi yaptığında, zamanı geriye almak istemez misin?

 Evet, istersin.


 Ama yapamazsın!


 Zamanı geriye alamazsın...


 Hayat böyle bir kazan işte...


 Hayatın iki farklı yüzünü de bu kazana atıp, ağır ağır pişirirsin.


 Dünyanın bir yanında savaş varken, diğer yanda şenlik olduğunu görürsün. Bunun yanlış olduğunu da bilirsin. Ama elinden bir şey gelmez.


 Gelmez işte amına koyim. Gelmez...


 Dünyadaki kötülükleri değiştirebileceğine yürekten inanırsın. Ama hiçbir sikim yapamazsın.


 Yaklaşık 4 aydır bu blogu yazıyorum. Bu Illuminati denilen sikten kurtulabilmemizin yolunun insanları bilinçlendirmekten geçtiğini biliyorum ve insanları bilinçlendirebileceğimize inanıyorum.


 Ama yok.


 Bu sikkafalı herifler kafalarının dikine gitmeye bayılıyorlar. İnsanları karalamaktan zevk alıyorlar. 


 Şu bloga bir şeyler öğrenmek için değil, beni aşağılamak için giriyorlar.


 Bakın. Tekrar söylüyorum.


 Bir şeyleri değiştirebilecek güçteyiz. Buna inanın.


 Bilinlenmek, cahilliği siler atar.


 Bilinçlenin  yeter...